- 14 Haz 2022
- 98
- 0
Microsoft’un teknoloji dünyasında liderliğini sürdürmek için geliştirdiği iki güçlü çözüm olan Windows Server 2025 ve Azure Stack HCI, işletmelerin BT altyapılarını nasıl yönetmeleri gerektiği konusunda önemli kararlar almalarını gerektiriyor. Bu yazıda, bu iki ürünün karşı karşıya geldiği senaryoları inceleyerek, hangi durumda hangi çözümün üstün geleceğini ve işletmeniz için hangisinin daha uygun olacağını ele alacağız.
Windows Server 2025’in yalnızca geleneksel veri merkezleri için değil, aynı zamanda uç noktalarda da (edge computing) güçlü çözümler sunmak üzere tasarlandı. Bu yeni sürüm özellikle küçük boyutlu ve yüksek performanslı donanımlar üzerinde çalışmak üzere optimize edilmiş durumda.
Windows Server 2025’in bir diğer dikkat çeken yönü ise NVMe depolama optimizasyonları. NVMe depolama birimleri için optimize edilmiş yeni depolama sayesinde önceki sürümlere kıyasla %70’e varan performans artışlarının mümkün olduğunu belirtiliyor. Bu, büyük veri işleme gereksinimi olan uygulamalar için büyük bir avantaj sağlıyor.
Hyper-V, Azure bulut hizmetlerinde de temel bir teknoloji olarak kullanılmaya devam ediyor. Azure üzerinde çalışan milyonlarca sunucu, Hyper-V teknolojisi ile destekleniyor ve bu da onun Microsoft altyapısının ayrılmaz bir parçası olduğunu gösteriyor.
Öte yandan, Azure Stack HCI, hibrit bulut çözümleri arayan ve bulutla yerel altyapılarını entegre etmek isteyen işletmeler için daha uygun bir çözüm sunuyor. Azure Stack HCI’nin Azure portalı üzerinden yönetilebilmesi, bu çözümü özellikle bulut yönetimi konusunda uzmanlaşmak isteyen BT ekipleri için ideal kılıyor.
Sonuç olarak, her iki çözüm de BT altyapınızı geleceğe taşımak için gerekli tüm araçları sunuyor. Bu nedenle, kazananı belirlemek yerine, işletmenizin ihtiyaçlarına en uygun olanı seçmek en doğru yaklaşım olacaktır.
Windows Server 2025: Gelenekselin Gücü
Windows Server 2025, Microsoft’un genel amaçlı işletim sistemi olarak konumlanıyor. Bu sürüm, Active Directory, dosya ve yazdırma hizmetleri, uzaktan masaüstü hizmetleri gibi geniş bir rol yelpazesi sunarak, işletmelerin farklı ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir yapı sunuyor. Windows Server 2025, AD’siz cluster (AD-less clustering) gibi yenilikçi özelliklerle donatılmış durumda. Bu özellik, özellikle edge bilişim senaryolarında büyük avantajlar sunuyor.Windows Server 2025’in yalnızca geleneksel veri merkezleri için değil, aynı zamanda uç noktalarda da (edge computing) güçlü çözümler sunmak üzere tasarlandı. Bu yeni sürüm özellikle küçük boyutlu ve yüksek performanslı donanımlar üzerinde çalışmak üzere optimize edilmiş durumda.
Windows Server 2025’in bir diğer dikkat çeken yönü ise NVMe depolama optimizasyonları. NVMe depolama birimleri için optimize edilmiş yeni depolama sayesinde önceki sürümlere kıyasla %70’e varan performans artışlarının mümkün olduğunu belirtiliyor. Bu, büyük veri işleme gereksinimi olan uygulamalar için büyük bir avantaj sağlıyor.
Azure Stack HCI: Hibrit Bulutun Geleceği
Azure Stack HCI, Microsoft’un hibrit bulut çözümleri için geliştirdiği özel bir platform olarak öne çıkıyor. Bu platform, tamamen sanal makineler (VM) ve konteynerler çalıştırmak için optimize edildi ve Azure portalı üzerinden yönetiliyor. Azure Stack HCI, işletmelere hem bulut hem de yerel ortamlarını tek bir platformdan yönetme olanağı sunuyor, bu da hibrit bulut stratejisi benimseyen şirketler için büyük bir avantaj sağlıyor Ayrıca, Azure Stack HCI’nin Azure virtual desktop gibi popüler bulut tabanlı hizmetleri yerel olarak çalıştırabilme yeteneği de dikkat çekiyor.Hyper-V: Temel Bir Teknoloji Olarak Devam Ediyor
Hyper-V’nin Microsoft’un sanallaştırma teknolojisinin temel taşlarından biri. Hyper-V yalnızca Windows Server’ı değil aynı zamanda Azure ve Azure Stack HCI gibi birçok Azure ürününü de güç veriyor. Bilindiği gibi Hyper-V Server’ın ücretsiz sürümünün sonlandırılması bazı yanlış anlamalara yol açtı ancak Hyper-V teknolojisinin gelişmeye devam ediyor ve Windows Server 2025 ile daha da güçlendiğini belirtiliyor.Hyper-V, Azure bulut hizmetlerinde de temel bir teknoloji olarak kullanılmaya devam ediyor. Azure üzerinde çalışan milyonlarca sunucu, Hyper-V teknolojisi ile destekleniyor ve bu da onun Microsoft altyapısının ayrılmaz bir parçası olduğunu gösteriyor.
Karşılaştırma: Hangi Çözüm Sizin İçin Uygun?
Bu iki çözümün farklı kullanım senaryoları için optimize edildiği açık. Windows Server 2025, geleneksel BT altyapılarına ihtiyaç duyan işletmeler için ideal bir çözüm sunuyor. Özellikle Active Directory, dosya ve yazdırma hizmetleri gibi birçok rolü desteklemesi, bu işletim sistemini genel amaçlı kullanım için cazip bir seçenek haline getiriyor.Öte yandan, Azure Stack HCI, hibrit bulut çözümleri arayan ve bulutla yerel altyapılarını entegre etmek isteyen işletmeler için daha uygun bir çözüm sunuyor. Azure Stack HCI’nin Azure portalı üzerinden yönetilebilmesi, bu çözümü özellikle bulut yönetimi konusunda uzmanlaşmak isteyen BT ekipleri için ideal kılıyor.
Kazanan Kim?
Bu büyük savaşta bir kazanan seçmek zor. İşletmenizin ihtiyaçlarına ve stratejilerine bağlı olarak her iki çözüm de kendi alanlarında güçlü ve yenilikçi özellikler sunuyor. Eğer geniş kapsamlı bir BT altyapısına ihtiyaç duyuyorsanız ve farklı rollerin entegrasyonuna odaklanıyorsanız, Windows Server 2025 sizin için en iyi seçenek olabilir. Ancak, hibrit bulut çözümleri ve bulutla entegre edilmiş bir yönetim deneyimi arıyorsanız, Azure Stack HCI sizin için daha uygun bir çözüm olacaktır.Sonuç olarak, her iki çözüm de BT altyapınızı geleceğe taşımak için gerekli tüm araçları sunuyor. Bu nedenle, kazananı belirlemek yerine, işletmenizin ihtiyaçlarına en uygun olanı seçmek en doğru yaklaşım olacaktır.